İşte Maraş mücadelesi bu günleri, yarınları için önem taşır... Halep gibi sessiz bir teslimiyet içinde olsaydı, belki de bugünün haritası değişik olurdu... Hatay’ı bile, Maraş mücadelesine borçluyuz... Maraş’ta Fransızın gözünün kirişi kırılmasaydı, mümbit topraklar topsuz- tüfeksiz bize teslim eder miydi? güney sınırımız çizilirken Maraşlıların direniş gücü çok büyük rol oynamıştır....Madalya, bu bakımdan önemlidir ve yarınlarımıza ışık tutan kutsal bir remizdir....
Yukarda isimlerini saydığımız ve saymadığımız bu madalyalar Cumhuriyetin ilânına kadar kiminin gögsünde padişah lutfü olarak takılırdı. 12 Aralık 1923 günü çıkarılan kanunla hepsi kaldırıldı.
MARAŞ HARBİNİN 22 GÜNÜ
Yalçın ÖZALP
21 Ocak 1920 Çarşamba : Bertiz çeteleri Ahır Dağından harekete geçerek Kışla’yı sıkıştırmaya başladılar. Düşman, çetelerimizi top ve tüfekle taradı. Vaziyet diğer çetelere ve Kılıç Ali’de Sivas’a bildirdi. Top ve makinalı tüfeklerin yağmur gibi yağdığı şehirde sanki hayat bitmişti. Bu gün Türkler için kapkara bir gün oldu.
22 Ocak 1920 Perşembe: Bu durum karşısında Maraşlı’lar birbirleriyle irtibat bile kuramıyorlar. İrtibatın sağlanması için evlerin duvarları delinmeye başladı. Maraşlıları yıldırmak isteyen Fransızlar müthiş bir bombardımana geçtiler. Hapishanedeki mahkumlara silah dağıtıldı ve serbest bırakıldılar.
23 Ocak 1920 Cuma : Bertiz köylerinden yardıma koşan Kuvâ-yı Milliye şehrin batı tarafını kuşatan Fransız kuvvetleriyle akşama kadar yapılan çarpışmalar sonunda kısmen geri mevzilere çekildiler. Evine gitmekte olan Maraş Ceza Reisini Ermeniler şehit ettiler. Ceset alınamadığından üç gün sokakta kaldı.
24 Ocak 1920 Cumartesi : Abarabaşı kilisesi ile karargâhın irtibatının kesilmemesi halinde Kayabaşı cephesinin düşeceğini anlayan Karakızoğlu Muhittin Bey, evini, gaz dökerek yaktı. Çıkan yangın sonucunda Müslüman ve Ermeni evleri yandı. Yenicekale’den 260 kişilik Kuvvet, Bertiz kuvvetine takviye verildi.
25 Ocak 1920 Pazar : Maraşlı’nın talihi dönmüştü, başarı üstüne başarı kazanılıyordu. Türk çeteleri Alman eytamhanesine saldırarak, binaya yanan paçavra attılar. Açılan top ateşi yüzünden geri çekilmek zorunda kaldılar.
26 Ocak Pazartesi : Çok güç durumda kalan Kayabaşı cephesine takviye olarak Pazarcık Jandarma Komutanı Yzb. Ramazan ve kuvvetleri gönderildi. Diğer mahallelerde sokak üstünlüğünü sağlamak ve çetelere maneviyat vermek için Elbistan Jandarma Komutanı Ahmet Muhtar Nakıpoğlu ve diğer kuvvetler takviye olarak gönderildiler.
27 Ocak Salı : İslahiye’den gelen düşman kuvvetlerini çeteler Karaçay’da durdurdular. Evliya Efendi kuvvetleri, Kanlıdere’den Kışlaya çıkan yol üzerindeki Ermeni evleri ile Abarabaşı,Şekerdere Zimyan mahallesinde ki Ermeni evlerini kâmilen yaktılar. Sivas’tan gönderilen Makinalı Tüfek Zabiti Ahmet Hamdi Efendi, Nahırönü mevkiine tayin edildi.
28 Ocak 1920 Çarşamba : Evliya Efendi baskınlarına devam etti. Bazı Ermeni mahallelerindeki Ermeni evleri imha edildi ve içindekiler esir edildi. Kılıç Ali Bey, General Karet’e şu ültimatomu verdi : ”Kumandan Efendi, 24 saat içinde ateş kestirip teslim olduğunuz takdirde hiç bir tecavüze uğramadan Adana’ya kadar avdetininizi temin ederim. Aksi halde dökülecek kanlardan siz mesulsünüz.”
29 Ocak 1920 Perşembe : Millî Kuvvetlerin cephanesi hiç kalmamıştı. Baskın ile ele geçirilen cephane de kâfi gelmiyordu. Malatya’dan gelen cephanenin dört sandığı bir hain tarafından açılarak yerine taş ve kum ile doldurulmuştu. Bu durum Maraşlı’ları fazlası ile üzdü.
30 Ocak 1920 Cuma : Tekke kilisesindeki Ermeni ve Fransızlar, Evliya Efendi ve Çeteleri tarafından sarıldılar. İçeriye atılan bir bombanın çıkardığı yangın sonucunda kaçışan Ermeniler’in tamamı ................ Bu çatışmalarda Göllülü Yusuf Çavuş şehit edildi.
31 Ocak 1920 Cumartesi : Fransız ve Ermeniler akla hayale gelmedik mezalimler yapıyorlardı. Ellerine geçirdikleri kadınlara-kızlara tecavüz ederek pis emellerine ulaşıyorlardı. Millî kuvvetlerin baskını sonucu Tuzhan’da bulunan düşman kuvvetleri Bedesten’e sığındılar. Oranın da yakılması sonucu Taşhan’a kaçtılar.
1 Şubat 1920 Pazar : Kış bütün şiddeti ile devam ediyor. Maraş, tarihinin en şiddetli kışını yaşıyor. Bedesten’e kaçan düşman askeri, Taşhan’daki kuvvetlerle birleşti. Mevlevihane Dergâhı, Üdürgücü Camii ve Belediye’yi yaktılar. Şiddetli çarpışmalar sonucu şehrin batı kesimi Türkler’in eline geçti.
2 Şubat 1920 Pazartesi : Yörük Selim Bey, Göksun ve çevresinden topladığı 200 kişi ile Sulu Tarla’ya yerleşti. Makinalı tüfekle düşmana saldıran kuvvetler arazinin düz ve örtüsüz oluşu sebebiyle kesin sonuç elde edemiyorlardı. Fransız topcusunun şiddetli ateşi karşısında Millî kuvvetlerimiz çekilmek zorunda kaldı.
3 Şubat 1920 Salı : Hırlak gavurunun evini yakmak isteyen Mıllış Nuri ve bir kısım çeteler Kümbet kilisesini ateşe verdiler. Kilise baskını sırasında yaralanan Mıllış Nuri, aldığı yara üzerine şehit oldu.
4 Şubat 1920 Çarşamba : Kırklar Kilisesi Millî Kuvvetler tarafından yakıldı. İçinden çıkan düşmanın bir kısmı ............ Bir kısmı da Arasa hanına kaçtılar. Evliya Efendi ve kuvvetleri
Taşhan’a yüklenmişti. Çıkan çatışmalarda Taşhan iyice sıkıştırıldı. Evliya Efendi, Çeçen Şahin ve Hafız Ökkeş şehit edildiler.
5 Şubat 1920 Perşembe : Evliya Efendi’nin şehit edilmesi üzerine çatışmalar iyice yoğunlaştı. Ermeniler, köylerde harekete geçtiler. Dereköy Kilisesi çeteler tarafından yakıldı. İçindekiler imha edildi.
6 Şubat 1920 Cuma : Bertiz ve Yenicekale çetelerinin Kışlayı devamlı ateşe tutmaları üzerine Amerikan misyonerleri Fransızlar’la ahalinin arasını bulmak için Heyet-i Temsiliye müracaat ettiler, cevap alamadılar.
7 Şubat 1920 Cumartesi : Büyük bir düşman kuvvetinin Maraş’a geldiği haberi alınınca şehre sokmamak için bir takım tedbirler alındı. Günlerden beri geceli gündüzlü devam eden ölen ve şehit edilen insan cesetleri, yaralananların her türlü halleri Maraş halkının moralini bozmuştu. Şehir bu halde iken eli silah tutan erkekler ve kadınlar istihkâm ve mazgallarda vazifeye devam ediyorlardı. Maraş’ta Türkler muharebeyi bu ruh haleti içinde yapıyorlardı.
8 Şubat 1920 Pazar : Düşman takviye kuvvetleri Aksu Köprüsü civarında karargâh kurdular. Öğleye doğru harekete geçtiler. Üzerlerine Yörük Selim ve Cemil Bey gönderildi. Yörük Selim’in Çerkez süvarileri kaçınca, geri çekilmek zorunda kalındı. Bu durum karşısında düşman kuvvetleri şehre iyice yaklaştılar. Mercimektepe’yi ele geçirdiler. Mercimektepe’de ki toplarla şehri dövmeye başladılar. Açılan ateşler karşısında kaç-kaç devam ediyordu.
9 Şubat 1920 Pazartesi : Günlerce süren bombalama, şehrin tamamen harap olmasına sebep oldu. Şehir tamamen boşalmış yalnız Hacı Durdu, Çığçığı, Boğazkesen, Bektutiye, Restebaiye, Şeyh ve Çavuşlu mahalleleri düşmanla çevrili olduğu için kaçamıyorlardı. Bu arada çocuklarını köylere yerleştiren Türkler’den bazıları geri döndüler.
10 Şubat 1920 Salı : Kadir Paşa konağına sığınan bir takım halk mütareke yapılmasını istiyorlardı. Düşmanın rastgele yaptığı bombardımana karşı çeteler isabetli atışlar yaparak düşmanı baskı altında tutuyorlardı.
11 Şubat 1920 Çarşamba : Mercimektepe tamamen düşmanın eline geçti. Ancak, tepenin alt tarafında bulunan çeteler, düşmanın şehre girmesine müsaade etmiyorlardı. Şehir baştan başa yanmış ve yanmakta idi. Bir kısım halk, teslim olmaktan başka çarelerinin kalmadığını söylüyorlardı. Mütareke şartlarını görüşmeye giden Doktor Mustafa, sabahleyin hastahaneden çıkarken hain Ermeniler tarafından şehit edildi. Kışın şiddetli bir şekilde geçmesi üzerine Maraş’ta daha fazla kalamayacağını anlayan Albay Norman, hazırlıklarını yaptıktan sonra 11/12 Şubat gecesi (Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gece) atlarının ayaklarına keçe bağlayarak Ermeni kızlarının öpücükleri ve Transanta Rahiplerinin bandosu ile karşılandıkları şehirden sessizce İslahiye istikâmetine kaçtılar. Sabaha karşı kışlanın patlamalarla alev alev yandığı görüldü.
12 Şubat 1986
Kahramankent (Mahalli Gazete)
Sayı 3719
12 Şubat 2002
Pınar (Mahalli Gazete)
Sayı:4